Baharı Yeni Seslerle Karşılayalım mı? Santi & Tuğçe’nin “The Marvelous Real” ismiyle gelecek albümünden ilk tekli, Tiger’s Den Yayınlandı!
Uzun yıllardır, birlikte müzikle ‘yol alan’ Santi & Tuğçe ile yeni teklileri Tiger’s Den ve hikâyesi üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. Biz Müzikli Mevzular için müzikleriyle tanışmak bir ilk karşılaşma… Kybele Records etiketiyle çıkan parçanın kayıtları Berlin’de Santi&Tuğçe’nin ev stüdyosu ile İstanbul HayyamStüdyoları‘nda alınmış. mastering süreci ise Studio A Berlin‘de Stefan Thomas emanet edilmiş.
Umuyoruz sevenlerinin kaçırmadığı, bilmeyenlerinin zevkle dinleyeceği bir buluşma olur.
Tiger’s Den’in müzikal hikâyesini anlatır mısınız bize biraz, sizce bu kapak görseli ve kurgu olmasaydı da parça müzikal anlamda aynı hissi verir, çağrıştırır mıydı?
Santi & Tuğçe: “Tiger’s Den”, dördüncü albümümüz “The Marvelous Real”dan yayınladığımız ilk parça. Bu albüm bugüne dek üzerinde çalıştığımız en büyük müzikal proje. Tiger’s Den bu yeni albümün çok renkli, cesur ve çılgın dünyasına dramatik bir giriş sağladığı için yayına bu parçayla başlamaya karar verdik. Diğer albümlerimizde de olduğu gibi, Tiger’s Den elektronik müziğe beste odaklı, orkestral bir yaklaşım getiriyor. Klasik müzik, caz ve elektronik müzik başta olmak üzere, üç ana müzik dünyamızı her zamankinden daha kapsamlı bir sentezle bir araya getiriyor. Diğer çalışmalarımızda da olduğu gibi, Tiger’s Den yapım aşamasında birçok değişimden geçti. İlk versiyonun üretiminden sonra Türkiye’deki müzisyenlere notaları gönderdik ve onlar da üflemeli çalgıları (Trompet- Tolga Bilgin, Trombon – Ertürk İduğ, Tenor ve Bariton Saksafon- Serkan Altınok) İstanbul’da kaydettiler. Parçanın prodüksiyonu Berlin’de tamamladık ve bu parçanın üretildiği her iki şehirden görüntülerin yer aldığı bir müzik videosu çektik.
Görseller ve hikâyeye gelecek olursak, ilk önce parçayı oluşturduk, sonra adını koyduk ve kapak görselini seçtik. Yani önce müzik, sonra hikâye gelişti. Fakat hikâyeyi belirledikten sonra, şarkıya ismini veren kaplan temasını ses tasarımında daha belirgin hale getirip güçlendirdik. Müzik videomuzda da “urban jungle” olarak tanımlayabileceğimiz iki şehrin meşhur köprülerine ve sokak hayvanlarına, ayrıca tabii ki evimizin ve stüdyomuzun baş kahramanı minik kaplanımız Kitty’e yer verdik.
Parça bizde sinematografik bir iz bıraktı, bir filmin müziği olsa çok şık olurmuş gibi… Üretim sürecinizde nelerden beslendiniz?
Santi & Tuğçe: Birçok dinleyicinden Tiger’s Den’in bir film müziği olabileceğine dair yorumlar aldık. Bunun nedeni, film müziklerinde üflemeli çalgılar, ses efektleri ve minimalist elektronik ritimlerin sik kullanılması olabilir. Parça çok enerjik ve dinamik. Üç bölümde anlatılan epik bir yolculuk gibi. Film müziği olarak üretmiş olmasak da, ileride bir gün bir filmde yer aldığını hayal edebiliyoruz. İlhamımız ise birçok kaynaktan geliyor: doğada uzun yürüyüşler, dingin anlar, seyahatlerimiz, hayallerimiz, insan manzaraları, insan ötesi dünyalar, gündelik sesler, her türden müzik, okuduğumuz kitaplar, filmler, uzay ve doğa belgeselleri, liste uzayıp gidiyor.
Santi & Tuğçe’ye bakınca; iki ayrı kültür, müzikal arka plan ve çok yönlü müzik algısı… Sonunda birçok türü bir araya getirerek başka bir sounda oturtmaya çalışıyorsunuz, müzikal dengeyi nasıl tutturup kuruyorsunuz?
Santi & Tuğçe: Dünyanın oldukça farklı iki bölgesinden geliyoruz. Santi aslen Asuncion, Paraguay’dan ve Tuğçe İstanbul, Türkiye’den. İkimiz de 14 yıl boyunca Amerika Birleşik Devletleri’nin birçok farklı bölgesinde yaşadık ve 2017’den beri Berlin’de yaşıyoruz. Dolayısıyla müziğimiz de kendimiz gibi, geniş bir karışım. İki kültürün birleşimden ziyade, dünyanın değişik noktalarında yaptığımız iç ve dış yolculuklarımızda topladığımız minik parçalarla oluşturduğumuz bir mozaik gibi tanımlamak daha doğru. Geniş ve sürekli değişen bir fikir ve hayal aleminden besleniyoruz. Ayrıca sanatçı kimliğimizin yani sıra her ikimiz de bilim insanıyız (Santi computer science ile ilgili, Tuğçe sosyal bilimci). Bu yüzden denemeyi, kurgulamayı, bir şeyleri yıkıp bir şeyleri kurmayı ve her seferinde yeniden başlamayı seviyoruz. Her yeni albümde ses dünyamızı yeniden icat ediyoruz. Ama tüm çalışmalarımızda tutarlı olan iki öge var: deneme ve keşfetme sürecinin salt neşesi ve zamansız, hakiki yapılar inşa etme çabasının ciddiyeti.
Albüm kayıt süreçleri İstanbul ve Berlin’e yayılmış, birçok farklı müzik insanıyla çalışmışsınız… İkinizin ve müziğinizin yapısı böyle bir köprüyle birleşince albümün geneline nasıl bir yansıma oldu?
Santi & Tuğçe: Berlin ve İstanbul bugünlerde müziğimizin iki ana merkezi. Son beş yıldır Berlin’de yaşıyoruz ve İstanbul’u sık sık ziyaret ediyoruz, çünkü Tuğçe İstanbullu ve yıllar içinde şehir Santi’nin de ikinci evi haline geldi. Kişisel nedenlerin ötesinde, Berlin ve İstanbul, farklı dünyaları birbirine bağlayan “köprü şehirler”. Her ikisi de çok renkli, çok dokulu, sürekli değişen yapıda ve bu nedenle müziğimizle çok uyumlu. Tiger’s Den parçamız ve videomuz İstanbul ve Berlin’de yaşayan farklı sanatçılar arasında iş birliğiyle gelişti. Müzik videomuzda da mekânlar, zamanlar ve farklı dünyalar arasında yaşama ve yaratma yolculuğumuzu yansıtmak istedik.
Tigers Den 18 Mart’ta yayınlandı! Yolu açık olsun diliyoruz. Albümün ne zaman geleceği belli mi? Sonrası planlarınızdan biraz bahseder misiniz bize…
Santi & Tuğçe: Önümüzdeki aylarda birkaç tekli ve bu yılın sonuna kadar da tüm albümü yayınlamayı planlıyoruz. Albümü, dünyanın dört bir yanındaki müzik festivallerinde ve konserlerde dinleyicilerle canlı paylaşmak için heyecanla bekliyoruz. Aynı zamanda aklımızda şimdiden bir sonraki albümün planları var. “The Marvelous Real” yayınından hemen bir sonraki albümümüzün prodüksiyon aşamasına geçeceğiz.
Tiger’s Den video klibi ikilinin bahsettiği gibi, yolculuklarının altını çizer türden. Klibin renkleri, Santi ile Tuğçe’nin devamlı yürüyüş hâli, gökyüzüne bakmayı çokça unuttuğumuz şehirde gökyüzünü hatırlatmaları, mekânın oradan bir bağlantıyla sezdirmeden değişmesi ve şehir(ler)in duvarlarına bıraktıkları minik izler… Konduğu yerde çaktırmadan şehri izleyecek, kendine baktıracak bir kaplan imgesi…
Albümü merakla bekliyoruz!